Günümüzde çocuklarımız, teknolojiyle doğup büyüyor. Onlara sadece Instagram’da “takipçi” olmayı değil; kod yazmayı, düşünmeyi, üretmeyi öğretmek zorundayız. Bugün eğitim sistemimizdeki bir değişiklik (özellikle ortaokullarda) gösteriyor ki, bu dersin zorunlu olması konusunda geriye dönük bir eğilim var. Ancak, ben inanıyorum ki “Bilişim Teknolojileri ve Yazılım” dersi yalnızca seçmeli olmamalı; ilkokuldan lise son sınıfa kadar, her sınıfta zorunlu, her öğrenciye ulaşan bir ders olmalı.
Mevcut Durum: Ne Değişti?
-
Daha önce ortaokullarda (5. ve 6. sınıflarda) Bilişim Teknolojileri ve Yazılım (BTY) dersi zorunlu olarak haftada 2 saat verilmekteydi.
-
Yeni düzenlemeler ışığında, imam hatip ortaokullarında bu dersin saati 1 derse düşürülmüş; bazı okullarda ise 5. ve 6. sınıflarda tamamen “zorunludan seçmeliye” geçiş ya da benzeri kararlar konuşulmakta.
-
Öğretmenler, eğitimin kalitesinin korunması, öğrenci hazırlık düzeyi, altyapı eksiklikleri gibi hususlarda önemli kaygılar dile getiriyorlar. Özellikle bilgisayar laboratuvarları, donanım eksikliği, öğretmenlerin eğitimi gibi etkenler dersin amacına ulaşmasını güçleştiriyor.
Neden Bu Ders Zorunlu Olmalı? Çarpıcı Örneklerle Açıklıyorum
1. Teknoloji Her Yerde — Hazır Olmayan Öğrenci Büyük Dezavantajda
Bak, düşün: senin çocuğun 10 yaşında. Evde cep telefonu, tablet var. Ama okulda yazılım mantığı, programlama düşüncesi öğretilmiyorsa, “teknolojiyi tüketen” değil “üreten” birey olma fırsatını kaçırıyor. Mesela Scratch, Blockly gibi görsel programlama araçlarıyla kod mantığını kavramak, ileride algoritmik düşünceye geçişi kolaylaştırır.
Gün geldiğinde bir robot yapılacak, bir uygulama geliştirilecek; kimseyi “biz öğrendik mi?” sorusuyla sınırlamak istemeyiz.
2. Geleceğin Meslekleri ve Küresel Yarış
Dünya ‘yapay zeka’, ‘robotik’, ‘siber güvenlik’ diyor. Türkiye’nin teknoloji alanındaki potansiyeli yüksek ama bu potansiyel, altyapı + eğitimle beslenmezse başka ülkelerle aramızdaki fark büyür. Yazılım okumak isteyen bir öğrenci, ilkokuldan itibaren ilgili temelleri atabilmişse başarı şansı çok daha yüksek olur.
3. Eşitsizliklerle Mücadele
Şehir merkezleri, özel okullar teknoloji laboratuvarlarına yatırım yapabilir. Ama kırsalda, büyükşehir olmayan ilçelerde aynı imkanlar olmayabilir. Dersin tüm sınıflarda zorunlu olmasıyla, her öğrenciye adil fırsat sunulur; teknolojiye erişim ve beceri farkları azaltılır.
4. Günlük Hayatı Anlama — Dijital Vatandaşlık
İnternet, sosyal medya, veri gizliliği, siber zorbalık gibi kavramlar artık hayatın bir parçası. Çocuklarımızı bu konularda bilinçlendirmek; internette neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt etmesini sağlamak, dijital vatandaşlık bilincini erken yaşta kazandırmak gerekiyor.
“Zorunlu Ders” Demek, Sadece Okuma Yazma Değil; Üretme, Analiz, Eleştirel Düşünme Demek
Bu dersi zorunlu hale getirdiğimizde, sadece şu kazanılır:
-
Bilgisayar kullanma becerisi
-
Temel kodlama bilgisi
-
Algoritmik düşünme
-
Tasarım ve problem çözme yeteneği
-
Güvenli internet kullanımı
-
Teknoloji etiği bilinci
Yani yalnızca “fare ve klavye kullanabiliyorum” demek yeterli değil; bir fikri nasıl hayata geçiririm, bir uygulama ya da programcı gözüyle nasıl bakarım gibi beceriler önemli.
Peki, Ne Yapmalı?
-
İlkokul 1’den itibaren bu ders zorunlu olmalı. 1-2 sınıfta klavye kullanımı, fare, tablet kullanımı gibi temel araçları tanımak; orta sınıflara gelince kodlama ve dijital ürün tasarımı projeleriyle devam etmek.
-
Haftalık ders saati makul olmalı, sadece 1 saatle geçiştirilemez. Yeterli süre ayrılmalı ki öğrenci deneyim kazansın.
-
Okulların donanımı sağlanmalı: Bilgisayar laboratuvarları, tabletler, internet altyapısı, yazılım lisansları.
-
Öğretmen eğitimi önemli: Dersin içeriğini verebilecek, güncel yazılım/metodoloji bilgisine sahip öğretmenler olmalı. Sürekli eğitimlerle desteklenmeli.
-
Müfredat güncel tutulmalı: Yapay zeka, siber güvenlik, veri okuryazarlığı gibi konular dahil edilmeli; öğrenci ilgisi ve teknoloji trendleri takip edilmeli.
Neler Kayboluyor Ders Azaltılırsa?
Biraz hayal kur:
-
Ders saatleri azaltırlırsa, teknoloji bilgisi az olan öğrenciler diğerlerine göre geride kalacak.
-
Öğrenci “kod yazma”, “uygulama geliştirme” gibi becerileri seçmeli derslerde alırsa, bu imkan her okulda olmayabilir. O zaman öğrenci il/ilçe/okul farkı yüzünden dezavantajlı olur.
-
Toplumda “teknolojiye pasif” üye olma durumu artar — yani tüketici olarak kalma. Oysa üretici, yenileyen, yenilik getiren bireyler olmalıyız.
Sonuç: Zorunlu Olmalı, Erken Başlamalı, Her Sınıf Kapsamalı
Bilişim Teknolojileri ve Yazılım dersi imam hatip ve ÇYD uygulayan ortaokullarda 5–6. sınıflarda azaltılarak veya tamamen kaldırılarak bir mesaj veriliyor aslında:
“Tamamen gerekli değil olsa da olur olmasa da.”
Oysa ben diyorum ki:
“Tamamen gerekli”
Teknolojinin içine doğan bir çağdayız; çocuklarımızı bu çağa hazırlamak eğitim sistemimizin en önemli görevlerinden biri.
Eğer bu dersi her sınıfta zorunlu yapmazsak, geçmişte kalan bir ülke olmaktan kurtulamayız. Üretmeden tüketen değil, düşünen, kodlayan, sorgulayan, yenilik üreten bireyler yetiştirmeli; Türkiye’yi dijital çağda lider ülkeler arasında görmeliyiz.